Bu otoportre "İster resme ister doğaya uygulansın, taklit hiçbir zaman sanat olamaz" görüşünden yola çıkarak duygularını resme yansıtan ressam, hissettiği duygularla yaptığı otoportresindeki ifade hüznü anlatıyor. Renk kullanımı konusundaki özgürlük, duyguların yapıtlara yansımasını amaçlıyor. Ve kullanılan renkler sıcak, soğuk ve nötr’den oluşuyor. Renklerin uyumu otoportrede anlatılmak istenen duyguyu hissettiriyor. Yani duygu resme giriyor. Her otoportrede olduğu gibi bu otoportrede de sadece ressamdan değil, bakan her kişiden bir şeyler yansıtıyor. İzleyici ve sanatçı arasındaki yoğun insanlık alışverişinin arasına çoğunlukla asırlar girer ancak her biri o an oluyormuş gibi algılanırlar. Bunun gibi paylaşılan anlardan doğan ressamın yaşayan varlığı, sanatın ölümsüzlüğünün en belirgin örneği oluyor. Bu tür iletişimler her bakan kişi için canlanır çünkü kendi kişilik anlayışımız aracılığıyla her biri yeniden yaratılır.